Tapo Dönemi
(572 - 581)Tapo, yönetime geçtiği
dönemde ağabeyi gibi Çin ile iyi ilişkiler kurarak, Çin’in iç
karışıklıklarından istifade etmeye çalışır. Çin’den sürekli gelen armağanlar
üzerine Çin ile ticaret gelişmeye başlar. Onbin kadar Türk Tüccar Çine
yerleşir. İyi ilişkiler çerçevesinde bu tüccarlar geniş ayrıcalırlarla Çinde
ticaret yapmaktadır. Türk tüccarlar Çin ekonomisini yavaş yavaş eline geçirmeye
başlar. Çin ile ticaretin artması ve lüks tüketim maddelerinin kolay ve bol
bulunması üzerine Türk boyları arasında Çin kültürü yayılmaya başlar. Türk beyleri
arasında Çin yaşam biçimi özentisi oluşur. Hatta bir misyonerin “Çin’lilerin
Zenginlik Kaynağının Budizmden Kaynaklandığı” sözüne Tapo’yu ikna eder. Bunun
üzerine Tapo, Budist olur ve bir tapınak ile bir buda heykeli yaptırır. Hatta
Budizmi korumak ve yaşatmak için seferberlik ilan eder.
Çin yaşam biçimine ve inanışlarına özenen Tapo, ikiye bölünen Çin’in iki İmparatorluğu (Doğu-Chou/Batı-TSİ) ilişkilerinde iki imparatorluk arasındaki dengeyi korumakta başarısızlığa uğrar. 577 yılında Doğu ve Batı Çin (Chou ve TSİ) arasında savaş meydana gelir. Batı Çin (Chou), Doğu Çin (TSİ) yi yenilgiye uğratır ve ortadan kaldırır.
Bu savaştan sonra Göktürkler ile Chou arasında anlaşmazlıklar başlar ve iki imparatorluğun arası açılır. Bu olayın üzerine Tapo, ordusu ile Çin’in içlerine doğru ilerleyerek Pekin bölgesini yağmalar. Chou’ların TSİ prensini kaçırmalarına göz yumunca da saygınlığı azalır.
Tapo, yönetimi altında bulunan İmparatorluğun Doğu bölümünü idare etmekteydi. Batı kanadı kardeşi İstemi Yabgu tarafından idare ediliyordu. İstemi Yabgu, uzun süre imparatorluğun Batı kanadını yöneterek bölgesinde önemli bir güç haline gelmişti. Aslında Sağ Yabgu olan Tapo’ya bağlıydı ancak Kazandığı zaferler ve elde ettiği güç ile kendi kararlarını vererek hareket ediyordu. İstemi’nin Tapo’dan bağımsız hareket etmesi Göktürkleri zora sokan faktörlerden biri olmuştu. İstemi 576 yılında öldüğünde yerine oğlu Tardu geçti.
Tapo’nun yönetimi bu tarihten sonra zayıflamaya başladı. Çin ile iyi ilişkiler kuramayan Tapo, İmparatorluğun zayıflamasını önleyemedi. Tapo, hakimiyeti altında bulunan İmparatorluğun Doğu kanadını ikiye ayırarak kendi kontrolü altında olmak üzere doğu tarafına kardeşi Kolo’nun oğlu Işbara’yı, batı tarafınıda küçük kardeşi Jotan’ı tayin etti.
Tapo ile Chou ve TSİ arasındaki anlaşmazlıklar her iki ülkeninde iç işlerini önemli ölçüde etkiledi ve karışıklıklara neden oldu. Çin, bu karışıklıklarla mücadele etmekteyken önemli bir gelişme meydana geldi. Sui sülalesi, Çin’in içinde bulunduğu karışıklığıda fırsat bilerek Çin’in egemenliğini eline geçirdi. Bu müdahaleyle Çin ilk kez ulusal bir birliğe kavuştu ve 400 yıla yakın bir süre devam eden kargaşa sona erdi.
Çinin ulusal birliği gerçekleştirdiği 581 yılında Tapo kağan vefat eder ve yerine Kolo (Kara) Kağanın oğlu Işbara geçer. Tapo’nun ölümüyle birlikte yönetim kavgası baş gösterir.
Çin yaşam biçimine ve inanışlarına özenen Tapo, ikiye bölünen Çin’in iki İmparatorluğu (Doğu-Chou/Batı-TSİ) ilişkilerinde iki imparatorluk arasındaki dengeyi korumakta başarısızlığa uğrar. 577 yılında Doğu ve Batı Çin (Chou ve TSİ) arasında savaş meydana gelir. Batı Çin (Chou), Doğu Çin (TSİ) yi yenilgiye uğratır ve ortadan kaldırır.
Bu savaştan sonra Göktürkler ile Chou arasında anlaşmazlıklar başlar ve iki imparatorluğun arası açılır. Bu olayın üzerine Tapo, ordusu ile Çin’in içlerine doğru ilerleyerek Pekin bölgesini yağmalar. Chou’ların TSİ prensini kaçırmalarına göz yumunca da saygınlığı azalır.
Tapo, yönetimi altında bulunan İmparatorluğun Doğu bölümünü idare etmekteydi. Batı kanadı kardeşi İstemi Yabgu tarafından idare ediliyordu. İstemi Yabgu, uzun süre imparatorluğun Batı kanadını yöneterek bölgesinde önemli bir güç haline gelmişti. Aslında Sağ Yabgu olan Tapo’ya bağlıydı ancak Kazandığı zaferler ve elde ettiği güç ile kendi kararlarını vererek hareket ediyordu. İstemi’nin Tapo’dan bağımsız hareket etmesi Göktürkleri zora sokan faktörlerden biri olmuştu. İstemi 576 yılında öldüğünde yerine oğlu Tardu geçti.
Tapo’nun yönetimi bu tarihten sonra zayıflamaya başladı. Çin ile iyi ilişkiler kuramayan Tapo, İmparatorluğun zayıflamasını önleyemedi. Tapo, hakimiyeti altında bulunan İmparatorluğun Doğu kanadını ikiye ayırarak kendi kontrolü altında olmak üzere doğu tarafına kardeşi Kolo’nun oğlu Işbara’yı, batı tarafınıda küçük kardeşi Jotan’ı tayin etti.
Tapo ile Chou ve TSİ arasındaki anlaşmazlıklar her iki ülkeninde iç işlerini önemli ölçüde etkiledi ve karışıklıklara neden oldu. Çin, bu karışıklıklarla mücadele etmekteyken önemli bir gelişme meydana geldi. Sui sülalesi, Çin’in içinde bulunduğu karışıklığıda fırsat bilerek Çin’in egemenliğini eline geçirdi. Bu müdahaleyle Çin ilk kez ulusal bir birliğe kavuştu ve 400 yıla yakın bir süre devam eden kargaşa sona erdi.
Çinin ulusal birliği gerçekleştirdiği 581 yılında Tapo kağan vefat eder ve yerine Kolo (Kara) Kağanın oğlu Işbara geçer. Tapo’nun ölümüyle birlikte yönetim kavgası baş gösterir.
Işbara Dönemi (581-582)
Bumin’in oğlu Kolo(Kara) Kağanın oğlu olan
Işbara, amcası Tapo’dan sonra yönetime geçti. Işbara’nın, yönetime geçtiği
dönemde Göktürkler iç karışıklıklarla boğuşur ve zayıfalamış durumdaydı. Batı
kanadının Yabgu’su İstemi’nin ölümünden sonra yerine geçen oğlu Tardu, babası
İstemi gibi doğu kanadının hakimiyetini kabul etmiyor, yönetimi tek başına ele
almaya çalışıyordu.
Çin, bu
ayrılığı körükleyerek Tardu’ya hediyeler ve elçiler göndererek Doğu Kanadının
Yabgu’su Işbara’yı tanımadığı, kendisinin muhatap ve dost kabul edileceği
mesajlarını göndererek Tardu’yu Işbara’ya karşı kışkırtmaya başladı. Bir
sonraki adımda da Çin’deki onbin civarında Türk tüccarını sınır dışı etti. Bu
durum Işbara yönetimindeki Doğu bölgesini zor duruma düşürdü. Bölgede kıtlık ve
yoksulluk baş gösterdi. Bu nedenle de Doğu’daki pek çok boy Batı’ya göç
etti.
Yaşanan olumsuzluklar ve Çin’in Tardu’ya desteğiyle, Tardu kendi egemenliğini ilan etti ve İmparatorluk yıkılarak fiilen ikiye bölünmüş oldu.
Yaşanan olumsuzluklar ve Çin’in Tardu’ya desteğiyle, Tardu kendi egemenliğini ilan etti ve İmparatorluk yıkılarak fiilen ikiye bölünmüş oldu.
Göktürklerin
yıkılmasıyla Batı Göktürk İmparatorluğunun başına Tardu, Doğu Göktürk
İmparatorluğunun başına Işbara geçti.
Başkent Ordu-Balık Dil(ler) Göktürkçe Din Tengricilik Yönetim Monarşi Kağan Yasama organı Kurultay Yüzölçümü 4.000.000 km2
Büyük
Göktürk İmparatorluğunun yıkılıp ikiye bölünmesiyle ortaya çıkan Doğu Göktürk
İmparatorluğu, Türk Tarihinde çok önemli bir dönüm noktası olmuştur. Kültürel
ve Sosyolojik açıdan Hun dönemine göre çok daha hızlı ilerleyen Bozkır
Türkleri, Göktürk döneminde asya steplerine ve bulundukları coğrafyaya
dağılarak sonradan kurulacak olan onlarca Türk İmparatorluğunun zeminini
hazırlamıştır. Doğu Göktürk İmparatorluğunun yıkılmasıyla ortaya çıkan Türk
İmparatorlukları, Türk kültürünü ve varlığını orta asyadan Ortadoğu ve Avrupaya
doğru genişletmiştir.
Göktürk İmparatorluğunun Yabgusu olan Işbara, Çin baskıları altında zayıflaması ve İmparatorluğun Sol Yabgu’su olan Tardu’nun Çin ile ittifaka girip ihtiraslarına kapılarak yönetimi ele alma çabası neticesinde İmparatorluğun batı kanadını Tardu’ya bırakmak zorunda kalmış, yönetiminde bulunan Doğu kanadını içinde bulunduğu zor imkanlara rağmen ayakta tutmaya çalışmıştır.
Işbara Dönemi (582 – 587)
Göktürk
İmparatorluğunun yıkılmasıyla zor durumda kalan Işbara, İmparatorluğunu zor
şartlar altında ayakta tutmaya çalışıyordu. Batıda Tardu’, doğuda Çin baskısı
altında kalan Işbara, içeride de Çin misyonerleri ve hainlerle uğraşıyordu.
Işbara, şüphelendiği komutanlarını öldürmeye başladı. Öldürüleceğini anlayan
komutanlar ise Çin’e sığındılar. Işbara kudretinden çok şey kaybetmişti. Büyük
Türk Yabgu’su, halkının ayakta kalabilmesi için Çin ile iyi geçinmek
zorundaydı.
585 yılında, Çin’e barış yapılması teklifini gönderdi. Bunun üzerine gelen Çin diplomatı Işbara’ya hakaret ederek Türk Kültürünü yozlaştırıp toplumu Çin’lileştirecek isteklerini saydı. Işbara, İçinde bulunduğu zor durum nedeniyle Çin’e bağlanmayı kabul etti ancak toplumunun Çin’lileştirilmesini reddetti. Bu konuyla ilgili Çin İmparatoruna gönderdiği mektupta şu ifadeler yer alır.
“Size bağlı kalacak, haraç verecek, kıymetli atlar hediyece edeceğim. Fakat dilimizi değiştiremem. Uzun saçlarımızı kestiremem. Halkıma Çinli elbisesi giydiremem. Adetlerinizi, kanunlarınızı alamam. Bu konuda Bütün Milletim çarpan tek bir Yürektir”
Işbara, bu mücadele döneminde vefat etmiş, yerine kardeşi Yehu geçmiştir.
585 yılında, Çin’e barış yapılması teklifini gönderdi. Bunun üzerine gelen Çin diplomatı Işbara’ya hakaret ederek Türk Kültürünü yozlaştırıp toplumu Çin’lileştirecek isteklerini saydı. Işbara, İçinde bulunduğu zor durum nedeniyle Çin’e bağlanmayı kabul etti ancak toplumunun Çin’lileştirilmesini reddetti. Bu konuyla ilgili Çin İmparatoruna gönderdiği mektupta şu ifadeler yer alır.
“Size bağlı kalacak, haraç verecek, kıymetli atlar hediyece edeceğim. Fakat dilimizi değiştiremem. Uzun saçlarımızı kestiremem. Halkıma Çinli elbisesi giydiremem. Adetlerinizi, kanunlarınızı alamam. Bu konuda Bütün Milletim çarpan tek bir Yürektir”
Işbara, bu mücadele döneminde vefat etmiş, yerine kardeşi Yehu geçmiştir.
Yehu Dönemi (587 – 589)
Işbara’nın ölümü üzerine yönetime geçen kardeşi Yehu 2
yıl kadar bir süre yönetimde kalabildi. Işbara döneminde yaşanan sorunların
devamı niteliği olan Yehu döneminde durum daha da kötüye giderek Türk boyları
ayaklanmaya başladı. Gücünün yegane kaynağı olan Türk topluluğu, göçlerle
dahada zayıfladı. Yehu’dan sonra yerine kardeşi Tülan geçti.
Tülan Dönemi (589 – 600)
Tülan dönemi, Yehu döneminden pekte
farksız olmakla birlikte sorunların dahada derinleştiği bir dönem olmuştur.
Yönetimde bulunduğu 11 yıl içerisinde ülkeyi içinde bulunduğu durumdan
kurtaramayan Tülan, Çin’in baskılarına karşı koyamadığı gibi Türk boylarının
ayaklanarak Çine irtica etmelerininde önünü alamadı. Tülan’dan sonra yerine
kardeşi Kimin geçti.
tarih hakkında daha fazla bilgim olsun isterdim:)
YanıtlaSilSiz İstedikçe Daha Fazla Tarih Bilgileri Paylaşımım Olacaktır Fikirleriniz Benim İçin Önemlidir :)
YanıtlaSil